TDK En Anlamı Nedir? En Ne Demek?



Başına geldiği sıfatların Üstün derecede olduğunu Gösteren Kelime
Hayvanlara Veya eşyaya vurulan Damga
İşaret
Bir yüzeyde Boy sayılan İki Kenar arasındaki Uzaklık
Genişlik
Boy
Uzunluk karşıtı

TDK Sözlüğünde En İle İlgili Atasözü ve Deyimler

En Kötü günümüz Böyle olsun
En
En

Atasözleri Sözlüğünde En


Aba da bir diba da giyene, güzel de bir çirkin de sevene
Abdal düğünden, çocuk oyundan usanmaz
Aç aç ile yatınca, arada dilenci doğar
Aç gezmekten tok ölmek yeğdir
Aç ile dost olayım diyen, peşin karnını doyursun
Aç ile eceli gelen söyleşir
Aç ölmez, gözü kararır; susuz ölmez, benzi sararır
Aç tavuk (düşünde) kendini buğday (arpa, darı) ambarında sanır (görür)
Acele giden, ecele gider
Acele ile menzil alınmaz
Acele yürüyen yolda kalır
Acemi nalbant kürt eşeğinde dener kendini
Acemi nalbant mesleği gavur eşeğinde öğrenirmiş
Acı (kötü) söz insanı (adamı) dininden (çıkarır), tatlı söz (dil) yılanı deliğinden (ininden) çıkarır
Alçak yerde tepecik kendini dağ sanır
Adam adam denmekle adam olmaz
Adam yanıla yanıla, pehlivan yenile yenile
Adamakla mal tükenmez (bitmez)
Ağaç kökünden yıkılır
Ağaç yaş iken eğilir
Ağaca balta vurmuşlar ''sapı bedenimden'' demiş
Ağaran baş, ağlayan göz gizlenmez
Ağır giden yol alır, hızlı giden yolda kalır
Ağır taş batman döver (yerinden oynamaz)
Ağızdan burun yakın, kardeşten karın yakın
Ağlar gözden, sahte sözden sakın
Ağlayanın malı gülene hayır etmez
Ahmak gelin yengeyi halayığı sanır
Ak koyunu gören, içi dolu yağ sanır
Akan suya inanma, el oğluna güvenme
Akara kokara bakma, çuvala girene bak
Akarsu çukurunu kendi kazar (doldurur)
Akçanın iyisi kesede duran, bahçanın (bahçenin) iyisi eve yakın olan
Akçesi ucuz olanın kendisi kıymetli olur
Akılları pazara çıkartmışlar, herkes (yine) kendi aklını beğenmiş (almış)
Akıllı, söylemeden (önce) düşünür, akılsız düşünmeden söyler
Akla gelmeyen (akla gelen) başa gelir
Aklına geleni işleme, her ağacı taşlama
Al giyinen alınır
Al gömlek gizlenemez
Al kibar kızını, işlerin bulana bulana, al çitak kızını gezsin eylene eylene
Al (kırmızı) giyen aldanmaz
Alacakla verecek (borç) ödenmez
Aleme cellat lazım; senin olman ne lazım?
Allah çam isteyene çam, mum isteyene mum verir
Allah isterse bir kulun işini, mermere geçirir dişini; istemezse işini, muhallebi yerken kırar dişini
Altın leğenin kan kusana ne faydası var?
Aman diyene kılıç kalkmaz (eğilen baş kesilmez)
Amcam dayım, hepsinden aldım payım
An beni bir kozla, o da çürük çıksın
Ana, yürekten yana
Analık fenalık (kara yamalık)
Anan güzel idi, hani yeri; baban zengin idi, hani evi
Ananın (annenin) bahtı kızına
Anasına bak kızını al, kenarına bak bezini al
Araba devrilince (teker kırılınca) yol gösteren çok olur
Arabanın ön tekeri nereden geçerse arka tekeride oradan geçer
Arayan bulur, inleyen ölür
Arefe günü yalan söyleyenin, bayram günü yüzü kara çıkar
Arı kahrını çekmeyen balın kadrini ne bilir
Arık etten yağlı tirit olmaz
Arkadaş dediğinin gölgesinde suç işlenir
Arpa eken buğday biçmez
Arpa eken darı biçmez
Arpa verilmeyen at, kamçı zoruyla yürümez
Arpacıya borç eden ahırını tez satar
Arsız neden arlanır, çul giyer de salınır
Arslan yatağından (yattığı yerden) bellidir (belli olur)
Aşağı tükürsen sakal, yukarı tükürsen bıyık
Aşı pişiren yağ olur, gelinin yüzü ağ olur
Asılmış adamın evinde ipten söz edilmez
Aslan kükrerse atın ayağı kösteklenir
Aslan yattığı yerden belli olur
Aslına çekmeyen haramzadedir
Aslını inkar eden (saklayan) haramzadedir (kafirdir)
Aslını inkar edenin nesli gevşek olur
Aşure yemeye giden kaşığını taşır
At beslenirken, kız istenirken
At binenin (iş bilenin), kılıç kuşananın
At görmediysen, bokundan da mı atlamadın?!
At ile avrat yiğidin ikbalindendir
At olacak tay yürüyüşünden belli olur
Ata binen nalını, mıhını arar
Ata malı mal olmaz, kendin kazanmak gerek
Ateş olmayan yerden duman çıkmaz
Atın varken yol tanı, ağan varken el tanı
Atlar nallanırken kurbağa ayağını uzatmaz
Atlar tepişirken arada eşekler ezilir
Attan düşen ölmez, eşekten düşen ölür
Attan düşene yorgan döşek, eşekten düşene kazma kürek
Ava giden avlanır
Ayağı yürüten baştır
Aydan gelen halı üstüne, günde gelen kül üstüne
Ayı görmeden bayram etme
Ayı yavrusunu severken öldürürmüş
Ayranım (yoğurdum) ekşidir diyen olmaz
Az menfaat çok zarara mal olur
Az veren candan, çok veren maldan
Az yiyen az uyur, çok yiyen güç uyur
Aza kanaat etmeyen çoğu hiç bulamaz
Azı bilmeyen çoğu hiç bilmez
Azmin elinden bir şey kurtulmaz (ne kurtulur?)
Babasından mal kalan, merteği içinden bitmiş sanır
Bağ babadan, zeytin dededen kalmalı
Bal ile kaymak yenir, ama her keseye göre değil
Balı dibinden, yağı yüzünden
Balık ağa girdikten sonra aklı başına gelir
Balın âlâsı oğulun tazesinden
Bana benden (olur) her ne olursa, başım rahat bulur dilim susarsa
Bana dokunmayan (beni sokmayan) yılan bin yaşasın
Barışta ter dökmeyen savaşta kan döker
Baş başa vermeyince taş yerinden kalkmaz
Baş yarılır börk içinde, kol kırılır yen içinde (kalır)
Başa gelen çekilir
Başına gelen başmakçı
Başını acemi berbere teslim eden, pamuğunu cebinde taşısın
Bayramda borç ödeyene ramazan kısa gelir
Benden sana bir öğüt: Ununu elinde öğüt
Benzeye benzeye yaz, benzeye benzeye kış olur
Berber berbere benzer ama başın Allah'a emanet
Beş parmağın hangisini kessen acımaz?
Beslemeyi eslemeden alma
Beyden gelen bey sayılır
Beylik çeşmeden su içme
Bez alırsan Musul'dan, kız alırsan asilden
Bıçağı kestiren kendi yüzü suyu, insanı sevdiren kendi huyu
Bıldırcının beyliği arpa biçilene kadar
Bilen bilir, bilen aslı var sanır
Bilmemek ayıp değil, sormamak (öğrenmemek) ayıptır
Bin bilsen de bir bilene danış
Bin nasihatten bir musibet yeğdir (evladır)
Bir adama kırk gün deli (ne) dersen deli (o) olur
Bir ağaçta gül de biter diken de
Bir fincan kahvenin kırk yıl hatırı vardır
Bir göz ağlarken öbür göz gülmez
Bir musibet bin nasihatten iyidir
Bir senden büyüğün, birde senden küçüğün sözünü dinle
Bir sürçen atın başı kesilmez
Bir yemem diyenden kork, bir oturmam diyenden
Birden çıkan bine yayılır
Biri bilmeyen bini hiç bilmez
Birlikten dirlik (kuvvet) doğar
Bol bol yiyen, bel bel bakar
Borç yiyen kesesinden yer
Borçlu ölmez, benzi sararır
Borçlunun döşeği ateşten olur
Borçsuz çoban, yoksul beyden iyidir
Boş gezmekten bedava çalışmak yeğdir
Boş ite menzil olmaz
Boşboğazı cehenneme atmışlar, ''odun yaş (az)'' diye bağırmış
Bostan yeşil (gök) iken pazarlığa oturulmaz
Burun yüzden düşmez
Cahile söz (laf) anlatmak, deveye hendek atlatmaktan güçtür (zordur)
Cami ne kadar büyük olsa imam gene bildiğini okur
Caminin mumunu yiyen kedinin gözü kör olur
Can ciğerden tatlı
Can cümleden aziz(dir)
Canı kaymak isteyen mandayı yanında taşır
Cefa çekmeyen sefanın kadrini bilemez
Cehenneme kira var, paradan haber ver
Cennet annelerin ayakları altındadır (Anne Cennet kapılarının ortasındadır. (hadis))
Cennet de bu dünyada cehennem de
Cennetin kapısını cömertler açar
Cins horoz yumurtada (iken) öter
Çaydan geçerken at değiştirilmez
Çekişmeden pekişilmez
Çengi ölüsü çalgı ile kalkar
Çift edersen bağlanırsın, bağ edersen eğlenirsin
Çiftçinin (zahirenin) ambarı sabanın ucundadır
Çiftçiye yağmur, yolcuya kurak; cümlenin muradını verecek Hakk
Çiğnemeden yutulmaz
Çingene çergesinde (çadırında) musandıra ne arar?
Çingene ciğer pişirir, çok yemeden karnın(ı) şişirir
Çingene çingeneye çatmadıkça kasnak boynuna geçmez
Çingeneden çoban olmaz, Yahudiden pehlivan
Çingenenin ipini kendisine çektirirler
Çingeneye beylik vermişler, önce babasını asmış
Çobanın gönlü olursa tekeden yağ çıkarır
Çocuğa iş buyuran, ardına kendi düşer (çocuğa iş, ardına sen düş / çocuğa iş sal, ardınca sen var)
Çok bilen (söyleyen) çok yanılır
Çok gezen çok bilir
Çok gezen tavuk, ayağında pislik getirir
Çok koşan (seyirten) çabuk (tez) yorulur
Çok yaşayan (okuyan) bilmez, çok gezen bilir
Dağ başına harman yapma, savurursun yel için; önüne değirmen yapma, öğütürsün sel için
Dağ ne kadar yüce olsa yol (onun) üstünden aşar
Dağda gez, bağda gez; insafı elden bırakma
Damdan düşen, damdan düşenin halini anlar
Dan din desen oynar
Danışan (zengin) dağlar aşar, danışmayan (olmayan) yolda şaşar
Davetsiz gelen (giden) döşeksiz oturur
Davul (bile) dengi dengine çalar
Dayak cennetten çıkmıştır
Dayak isteyen keçi çobanın değneğine vurur
Değirmenden gelenden poğaça umarlar
Değirmene gelen nöbet bekler
Deli deliden hoşlanır, iman ölüden
Deli kız düğün etmiş, kendi baş sedire geçmiş
Deliden al uslu haberi
Delilsiz cennete bile girilmez
Demir nemden, insan gamdan çürür (duvarı nem, insanı gam yıkar)
Demircinin canı demirden berk gerek
Denenmişi denemek ahmaklıktır
Deniz bal olmuş, fukara kaşık bulamamış
Deniz dalgasız olmaz, gönül sevdasız olmaz
Deniz dalgasız olmaz, kapı halkasız
Deniz kenarında dalga eksik olmaz
Denizdeki balığın pazarlığı olmaz
Denize düşen yılana sarılır
Densiz, deveye binmiş de ''Ben Allah'ı gördüm.'' demiş
Derdin yoksa söylen, borcun yoksa evlen
Derdini söylemeyen derman bulamaz
Dereyi görmeden paçayı sıvama
Dert çekene göredir
Destursuz bağa girilmez (gireni sopa ile kovarlar)
Deve boynuz ararken kulaktan olmuş
Deveci ile dostluk eden kapısını büyük açmalıdır
Deveden büyük fil var
Devenin derisi eşeğe yük olur
Deveye bindikten sonra çalı arkasına gizlenilmez
Deveye ''Boynun neden eğri?'' diye sormuşlar; ''Nerem doğru ki!'' demiş
Devlet oğul, mal tahıl, mülk değirmen
Devletin (devlet) malı deniz, yemeyen domuz (keriz)
Devletli (zengin) yanını kaşısa, yoksul para verecek sanır
Dibi görünmeyen suya girme
Diken battığı yerden çıkar
Dikensiz gül olmaz
Dil dile değmeden dil öğrenilmez
Dil epsem (olsa); baş esen (olur)
Dilden gelen elden gelse, her fukara padişah olur
Dile gelen ele gelir
Dilenci bir olsa şekerle beslenir
Dilencinin torbası dolmaz
Dilenciye borçlu olma, ya düğünde ister ya bayramda
Dilenciye hıyar vermişler, eğri diye beğenmemiş
Dilim seni dilim dilim dileyim, başıma geleni senden bileyim
Dilsizin dilinden anası anlar
Doğru söyleyeni (konuşanı) dokuz köyden kovarlar
Doğru söyleyenin bir ayağı üzengide gerek
Doğru söyleyenin tepesi delik olur
Doğru söze ne denir!
Doğuran avrat Azrail'i yenmiş
Donsuzun gönlünden dokuz top bez geçer
Dost dostun eğerlenmiş atıdır
Dün öleni dün gömerler
Dünya tükenir, yalan tükenmez
Dünyada tasasız baş bostan korkuluğuna benzer
Düşenin dostu olmaz, hele bir yol düşte gör
Düşmanına gücenip dostuna darılma (kızma)
Eceli gelen fare kedi taşağı kaşır
Eceli gelen köpek cami duvarına işer
Edebi edepsizden öğren
Eden bulur, inleyen ölür
Eğilen baş kesilmez
Eğreti ata (el atına) binen tez iner
Eken biçer, konan göçer
Ekmeden biçilmez
Ekmeğini yalnız yiyen, sofrasını yalnız kaldırır
El el ile, değirmen yel ile
El elden kalmaz, dil dilden kalmaz
El elden üstündür
El (etek) öpmekle ağız kirlenmez
El için ağlayan iki gözden, yâr için dövünen dizinden olur
El için kuyu kazan, evvela kendi düşer
El ile gelen düğün bayram(dır)
El(in) yumruğu(nu) yemeyen kendi yumruğunu balyoz sanırmış (zannedermiş)
El kesesinden sultanım, develer olsun kurbanım
Elden gelen öğün olmaz, o da vaktinde bulunmaz
Elden (yabancıdan) vefa, zehirden şifa olur mu?
Elden yiyen börkmüş, keseden yiyen çökmüş
Elti eltiden kaçar, görümceler bayrak açar
Erenlerin sağı solu belli olmaz
Ergen gözüyle kız alma, gece gözüyle bez alma
Ergene var ergene, kaygısız gir yorgana
Erine göre bağla başını, tencerene göre kaynat aşını
Erkeğin kalbine giden yol midesinden geçer
Erkek arslan dişisinden kuvvet alır
Erken kalkan yol alır, er evlenen döl alır
Erken kalktım işime, şeker kattım aşıma
Eşeği dama çıkaran yine kendi indirir
Eşeği süren osuruğuna katlanır
Eşek çamura çökerse sahibinden gayretlisi olmaz
Esirgenen göze çöp batar
Eski dost düşman olmaz, yenisinden vefa gelmez
Eskisi olmayanın yenisi olmaz
Esrik devenin çulu eğri olur
Evden bir ölü çıkacak demişler, herkes hizmetçinin yüzüne bakmış
Evi ev eden avrat, yurdu şen eden devlet
Evladı ben doğurdum, amma gönlünü ben doğurmadım
Evlenenle ev alana (yapana) Allah yardım eder
Fincancı katırlarını ürküten sayısız dayak yer
Fırsat eldeyken sürün devranı
Gavura kızıp oruç yenmez
Gavurun ekmeğini yiyen, gavurun kılıcını çalar (sallar)
Geciken adalet, adalet değildir
Geçme namert köprüsünden, koparsın su seni
Geçmişe mazi, yenmişe kuzu derler
Gel denilen yere gitmeye ar eyleme, gelme denilen yere gidip yerini dar eyleme
Gelen geçer, konan göçer
Gelene gidene rahmet okutur (gelen gideni aratır)
Gelene git denilmez
Gelin altın taht getirmiş, tutmuş kendisi oturmuş
Gençler sadık olmak ister, yapamazlar. Yaşlılar, sadık olmamak ister, yapamazlar
Gençliğin kıymeti ihtiyarlıkta bilinir (anlaşılır)
Gençlikte para kazan (taş taşı), kocalıkta kur kazan (ye aşı)
Geniş gününde dar gezen, dar gününde geniş gezer
Gezen ayağa taş değer
Gezen kurt aç kalmaz
Giden gelse dedem gelirdi
Gidene ağam, gelene paşam
Gidilmeyen yer senin değildir (olmaz)
Göğe direk, denize kapak olmaz
Gök gürlemeden yağmur yağmaz
Gökten ne yağdı da yer kabul etmedi?
Gökyüzünde düğün var deseler, kadınlar merdiven kurmaya kalkar
Göl yerinden su eksik olmaz
Gölgeyi hoş gören, tekneyi boş görür
Gön yufka yerinden delinir (ip inceldiği yerden kopar)
Gönlün sevdiği, ya kürklü olur ya kepenekli
Gönülden gönüle (kalpten kalbe) yol vardır (kalp kalbe karşıdır)
Gönülsüz yenen aş, ya karın ağrıtır yada baş
Gören gözün hakkı vardır
Görenedir görene, köre nedir köre ne?
Görmemiş görmüş, gülmeden (güle güle) ölmüş
Görünen dağın ardı yakındır
Görünen köy kılavuz istemez
Göz, mideden büyüktür
Gözden ırak olan, gönülden de ırak olur
Gül dalından odun, beslemeden kadın olmaz
Gülü seven dikenine katlanır
Gün doğmadan kemliği söylenmez
Gün varken davarını eve götür
Güneş giren eve doktor (hekim) girmez
Güneş görmeyen eve doktor girer
Gurbette övünmek, hamamda türkü söylemeye benzer
Gürültü istemeyen kazancı (bakırcı) dükkanına girmez
Güvenme dayına, ekmek al yanına
Güvenme dostuna, saman doldurur postuna
Güvenme varlığa, düşersin darlığa
Gabbe içerden olunca, kapı tırkaz tutmaz
Haddini bilmeyene bildirirler
Haddini bilmeyene haddini bildirmek, yetime don göynek giydirmek gibidir
Hamama giren terler
Harman döven öküzün ağzı bağlanmaz
Harman yakarım diyen, orağa yetişmemiş
Harmanda dirgen yiyen sıpa, yılına kadar acısını unutmaz
Hasta ol benim için, öleyim senin için
Hasta yatan ölmez, eceli yeten ölür
Hatır için çiğ tavuk (bile olsa) yenir
Haydan gelen Huya gider
Hayvan yularından, insan sözünden (ikrarından) tutulur
Hekim kim, başına gelen
Hekimden sorma, çekenden sor
Helal kazanç ile yağlı pilav yenmez
Her ağaç kökünden kurur (çürür)
Her akla geleni işleme her ağacı taşlama
Her başın bir derdi var, değirmencininki su
Her düşüş bir öğreniş
Her gün baklava börek yense bıkılır
Her gün gezen kırda, bir gün uğrar kurda
Her horoz kendi çöplüğünde öter
Her koyun kendi bacağından asılır
Her kuşun eti yenmez
Her şey incelikten insan kabalıktan kırılır
Herkes kendi ayıbını bilmez
Herkes kendi ölüsü için ağlar
Herkes ne ederse kendine eder
Herkes sakız çiğner ama çingene kızı tadını çıkarır
Herkesin geçtiği köprüden sen de geç
Herkesin tenceresi kapalı kaynar
Her şeyin yenisi, dostun eskisi (makbuldür)
Hesapsız kasap, ya bıçak kırar ya masa (hesabını bilmeyen kasap, ne satır bırakır, ne masat)
Hile ile iş gören mihnet ile can verir
Hırsız evden olursa kapı kilit istemez
Hırsızlık bir ekmekten, kahpelik bir öpmekten
Hızlı koşan (giden) atın boku seyrek düşer (olur)
Hoca okurken yanılır
Hocanın (öğretmenin) vurduğu yerde gül biter
Irmak kenarına çeşme yapılmaz
Irmaktan geçerken at değiştirilmez
Isıtma ''ben tuttuğumu kırk yıl sonra tanırım'' demiş
İçi beni yakar, dışı eli (seni) yakar
İğneyi kendine, çuvaldızı başkasına batır
İki kişi dinden olursa bir kişi candan olur
İki kişi konuşurken üçüncüye bok yemek düşer
İmam evinden aş, ölü gözünden yaş çıkmaz
İmece günü bulutlu, görmeyene ne mutlu
İnek gibi süt vermeyen, öküz gibi kutan sürer
İnsan kendini beğenmese çatlar ölür
İnsan sevdiğini yerden yere vururmuş
İnsanın eti yenmez, derisi giyilmez; tatlı dilinden başka nesi var?
İp inceldiği yerden kopar
İp kırıldığı (koptuğu) yerden ulanır (bağlanır)
İşine hor bakan (sanatını hor gören) boynuna torba takar
İşini bilmeyen kasap, ne bıçak kor ne masat
İşleyen demir ışıldar (pas tutmaz)
İstediğini söyleyen, istemediğini işitir
İşten artmaz, dişten artar
İsteyenin bir yüzü kara, vermeyenin iki yüzü
İt derisinden post olmaz
İt kağnı gölgesinde yürür de kendi gölgesi sanırmış
İti, öldürene sürütürler
İtin (köpeğin) duası kabul olsaydı gökten kemik yağardı
İven (acele eden) kız ere varmaz, varsa da baht bulmaz
İyilik eden iyilik bulur
İyilik et denize at, balık bilmezse Halik bilir
Kimse kimsenin kısmetini yemez
Kabahat ölende mi, öldürende mi?
Kadının fendi erkeği yendi
Kalaylı bakır küflenmez
Kalbin yolu mideden geçer
Kalın incelene kadar ince süzülür
Kanaatkarlıktan büyük zenginlik olmaz
Kaptanın hüneri dalgalı denizde belli olur
Karga, kekliği taklit edeyim demiş; kendi yürüyüşünü şaşırmış
Karga yavrusuna bakmış, "benim ak pak evladım" demiş (kuzguna yavrusu anka görünür)
Karpuz kabuğunu görmeden denize girme
Karpuz kökeninde büyür
Kartala bir ok değmiş, oda kendi yeleğinden
Kartalın beğenmediğini kargalar kapışır
Kavak, yaprağını tepeden dökerse kış çok olur
Kaz gelen yerden tavuk esirgenmez
Kazan taşarsa kepçenin değeri olmaz
Keçinin uyuzu, pınarın gözünden su içer
Kedi yavrusunu yerken sıçana benzetir
Kedinin kanadı olsaydı serçenin adı kalmazdı
Kefen alacak adam gözünün yaşından belli olur
Kefenin cebi yok
Kele, köseden yardım gelmez
Kenarın dilberi nazik de olsa nazenin olmaz
Kendi düşen ağlamaz
Kendini beğenen şeytan
Kepenek altında er yatar
Kesilen baş yerine konmaz
Kıbleden geldi kışımız, Allah'a kaldı işimiz
Kimse kendi ayıbını görmez
Kimse kendi memleketinde peygamber olmaz
Kimse kimsenin çukurunu dolduramaz
Kimseden kimseye hayır yok (gelmez)
Kimsenin ahı kimsede kalmaz
Kimsenin çırası tana kadar yanmaz
Kimsenin ettiği yanına kalmaz
Kırk serçeden bir kaz iyi
Kırk yılda bir ölet olur, eceli gelen ölür
Kırkından sonra azanı teneşir paklar
Kırlangıcın zararını biberciden sor
Kişi arkadaşından (refikinden) azar
Kişi ne yaparsa kendine yapar
Kişinin kendine ettiğini başka hiç kimse edemez
Kişiyi nasıl bilirsin, kendin gibi
Kısmet gökten zembille inmez
Kısmet ise gelir Hint'ten, Yemen'den; kısmet değilse ne gelir elden
Kızını dövmeyen, dizini döver
Komşunu iki inekli iste ki kendin bir inekli olasın
Köpeğe gem vurma kendisini at sanır
Köpek ekmek veren (yediği kapıyı) tanır
Köpek suya düşmeyince yüzmeyi öğrenmez
Kör bıçak ele, iş bilmeyen avrat dile yavuz
Körden gözlü, topaldan ayaklı, deliden deli
Köre renkten bahsolunmaz
Kork aprilin beşinden, öküzü ayırır eşinden
Korkulu rüya (düş) görmektense uyanık yatmak yeğdir (hayırlıdır)
Köseyle alay edenin top sakalı kara gerek
Kötürümden aksak, hiç yoktan ahmak yeğdir
Köyden köye it ürümez
Kurda konuk giden, köpeğini yanında götürür
Kurda, "neden boynun (ensen) kalın?" demişler; "işimi kendim görürüm de ondan" demiş
Kuş var eti yenir, kuş var et yedirilir
Lafla pilav pişerse deniz kadar yağı benden
Lokma çiğnenmeden yutulmaz
Malım seni vereyimde mi kötü olayım, vermeyeyimde mi kötü olayım?
Malını yemesini bilmeyen zengin her gün züğürttür
Mart, ayların çingenesidir
Martta sürmez, eylülde ekmezsen sabanı bırak
Maşa varken elini ateşe sokma (el ateşe sokulmaz)
Meramın elinden bir şey kurtulmaz
Merdiven basamak basamak çıkılır
Merhametten (iyilikten) maraz doğar
Meyhaneciden şahit istemişler bozacıyı göstermiş
Meyveli (mevye veren) ağaç taşlanır
Minareyi yaptırmayan yerden bitmiş sanır
Minnetle gül koklama, dikeni sancar seni
Mürüvvete endaze olmaz
Nar üstüne turp yenmez
Nasihat istersen tembele iş buyur
Nasipten öteye yol yok
Ne dilersen eşine, o gelir başına
Ne ekersen onu biçersin
Ne verirsen elinle o gelir seninle
Neren ağrırsa canın orda
Nereye gitsen okka dört yüz dirhem
Ocak içinden tutuşur
Oduncunun gözü onçada, dilencinin gözü çömçede
Oğlan atadan öğrenir sofra açmayı, kız anadan öğrenir biçki biçmeyi
Oğlan babadan öğrenir meclis gezmeyi, kız anadan öğrenir sofra yazmayı
Oğlan doğur, kız doğur; hamurunu sen yoğur
Oğlan doğurdum, oydu beni; kız doğurdum, soydu beni
Oğlan getir, kız getir; yine odun yükünü sen götür
Oğlanın şaşkını, babasının zenginliğini metheder
Olacak oğlan gelişinden belli olur
Olgun bir insanı dost edinmek isterseniz tenkit edin, basit bir insanı dost edinmek isterseniz, methedin
Olmayacak duaya amin denilmez
Ortaklık öküzden, başka buzağı yeğdir
Osmanlı'nın ayağı üzengide gerek
Otuz iki dişten çıkan, otuz iki mahalleye yayılır
Oynamasını bilmeyen gelin (kız) "yerim dar" demiş; yerini genişletmişler (bollaştırmışlar); "yerim dar" demiş
Öksüz oğlan göbeğini kendi keser
Öksüze acıyan çok, ama ekmek veren yok
Ölenle ölünmez
Ölümden öte köy yoktur
Ölümü gören, hastalığa razı olur
Ölürse yer beğensin, kalırsa el beğensin
Önce iğneyi kendine batır, sonra çuvaldızı ele
Ötleğenin baylığı böğürtlenin vakti geçinceye kadardır
Palamut çok biterse kış erken olur
Para isteme benden, buz gibi soğurum senden
Para iyi bir uşak, kötü bir efendidir
Param seni vereyim de mi düşman olayım, vermeyeyim de mi düşman olayım? Vermeyeyim de düşman olayım
Paran ucuz olursa sen pahalı olursun
Parayı veren düdüğü çalar
Parayı zaptetmek deliyi zaptetmekten zordur
Pekmezi küpten, kadını kökten al
Perşembenin gelişi çarşambadan bellidir
Pilav yiyen, kaşığını yanında (belinde) taşır
Pilavdan döne kaşığın sapı (dönenin kaşığı) kırılsın
Rahvan at kendini yorar
Rakip ölsün de ne yüzden ölürse ölsün
Ramazan bereketli aydır ama duvardan giden kılıca sor (demişler)
Ramazanda yalan söyleyenin (oruç yiyenin) bayramda yüzü kara olur
Rençber kırk yılda, tüccar kırk günde
Rüzgar eken fırtına biçer
Rüzgara tüküren kendi yüzüne tükürür
Rüzgarın önüne düşmeyen yorulur
Sabah sürçen, geceye dek sürçer
Sabahtan karnını doyuran, küçükken evlenen aldanmamış
Sabreden derviş, muradına ermiş
Saç kıvamını bulur hamur tükenir, yaş kıvamını bulur ömür tükenir
Sade pirinç zerde olmaz, bal gerektir kazana; baba malı tez tükenir, evlat gerek kazana
Sakal bıyığa denk olmayınca berber ne yapsın?
Sakla beni varken, bulunayım sana yokken
Sana taşla vurana, sen aşla vur (dokun)
Sana vereyim bir öğüt: Kendi ununu elinle öğüt (benden sana bir öğüt: ununu elinle öğüt)
Sanatı ustadan görmeyen (öğrenmeyen) öğrenemez
Sanatına güvenenin para ayağına gelir
Sarhoşa dokunma kendi yıkılsın
Sarı öküzün yanında duran; ya huyundan ya tüyünden kapar
Satılık ziftin olsun, Selanik'ten kel gelir
Say beni, sayayım seni (Sev beni, seveyim seni)
Sefa ile yenen cefa ile kazanılır
Sel ile gelen yel ile gider
Selden gelen suya gider
Sen ağa ben ağa, bu ineği (öküzü) kim sağa (sen dede ben dede, bu atı kim tımar ede)
Sen bilirsin deyince (deyirmende) kavga olmaz
Sen garip bir çingenesin, telli zurna nene gerek
Sen işlersen mal işler, insan öyle genişler
Sen işten korkma, iş senden korksun
Sen kazan da düşmana kalsın
Sen olursan bensiz, ben de olurum sensiz
Sen pazarda hiç adam ağzı görmedin mi?
Sen sen, ben ben
Senden çıkmış bir kaza, kime gidersin imdada
Senden zengin ile ortak olma
Seraskere dana güttüren dünya
Serçeden (kuştan) korkan darı ekmez
Sermayen bir yumurta ise taşa çal
Sev seni seveni hak ile yeksan ise, sevme seni sevmeyeni Mısır'a sultan ise
Sevenin kuluyum, sevmeyenin sultanı
Seyrek giden doğan, sık giden soğan
Seyrek gitsen (sıkça varma) dostuna, kalksın ayak üstüne
Sık gidersen dostuna, yatar arka üstüne
Sirkeyi, sarımsağı düşünen (hesaplayan) paçayı yiyemez
Siyah inekten beyaz süt sağılır
Soğanı (soğanın acısını) yiyen bilmez, doğrayan bilir
Soğuk, ''kırk kat keçe, ben ondan geçe; bir kat deri, ben ondan geri'' demiş
Son gülen iyi güler
Sonradan gelen devlet, devlet değildir
Sonradan görme kuldan, buluttan çıkma günden korkulur
Sorma kişinin aslını, sohbetinden bellidir
Söyleyenden dinleyen arif gerek
Söyleyene bakma, söyletene bak
Söz biliyorsan söyle, inansınlar; bilmiyorsan söyleme, seni bir adam sansınlar
Söz dediğin yaş deridir, nereye çekersen oraya gider
Su akarken testiyi doldurmalı (doldur)
Su içene yılan bile dokunmaz
Sürüden ayrılanı (ayrılan kuzuyu, koyunu) kurt kapar
Sütle giren huy, canla çıkar
Sütlüyü sürüden çıkarmazlar
Sütsüz koyun meleğen olur
Sütten ağzı yanan, ayranı üfleyerek içer (yoğurdu üfleyerek yer)
Şapkası dar gelen, başım büyük sanır
Şeytanla kabak ekenin, kabak başına patlar
Şeytanla ortak buğday eken samanını alır
Şeytanla saman eken, sapını alır
Şık şık (çık çık) eden nalçadır, iş bitiren akçadır
Şimşeği görülen buluttan korkulmaz
Şüphe, insanı rahat koymaz; ama çok tehlikeden korur
Tabak sevdiği deriyi yerden yere çarpar
Tamah varken müflis acından ölmez
Tarlayı taşlı yerden, kızı kardaşlı yerden
Taş taşa söylenir
Tas yere düşmeden çınlamaz
Taşıma (dökme) su ile değirmen dönmez
Tatlı dil yılanı deliğinden çıkarır
Tatlı tatlı yemenin, acı acı geğirmesi olur
Tayfanın akıllısı, geminin dümeninden uzak durur
Tekkeyi bekleyen çorbayı içer
Tencere dibin kara, seninki benden kara
Terzi kendi söküğünü dikemez
Terziye ''Dinlen.'' demişler, ayağa kalkmış
Testiyi kıran da bir, suyu getiren de
Tilki 'Benim için demem; ama üzümsüz bağın kökü kurusun.' demiş
Tilki erişemediği üzüme, ''Hevengim olsun.'' demiş
Tilki tilkiliğini bildirinceye kadar post elden gider
Tok, açın halinden bilmez (ne bilir, anlamaz) (Var ne bilsin yok halinden)
Tok iken yemek yiyen, mezarını dişiyle kazar
Top barutu beylikten olunca güllesi Bağdat'a gider
Topalla gezen, aksamak öğrenir
Toprağı işleyen, ekmeği dişler
Tutulmayan hırsız beyden büyüktür
Tutulmayan uğru, beyden doğru
Tuz, ekmek hakkını bilmeyen kör olur
Ucuz etin yahnisi yenmez (tatsız olur)
Ulu sözü dinlemeyen, uyuyakalır (uluya kalır)
Una dökülen yağın zararı yok
Ustamın adı Hıdır, elimden gelen budur
Üçlenmemiş eken, olmamış biçer
Ürümesini (ürmesini) bilmeyen köpek (it), sürüye kurt getirir
Ürüyen (havlayan) köpek ısırmaz (kapmaz)
Üşenenin (utananın, erinenin) oğlu kızı olmamış
Vakitsiz öten horozun başını keserler
Var ne bilsin yok halinden
Vardı bağım malım, gelirdi kardeşlerim; tükendi yağım balım, gelmiyor kardeşlerim
Varını veren utanmamış
Varlığa güvenilmez
Veren el, alan elden üstündür
Veren eli herkes öper
Veren eli kimse kesmez
Veresiye şarap içen, iki kez sarhoş olur
Verirsen doyur, vurursan duyur
Verirsen veresiye, batarsın karasuya
Vuran mı yiğit, vur diyen mi? -Vur diyen
Yabancı koyun kenara yatar
Yağ (yal) yiyen köpek tüyünden belli olur
Yağmur tavına ekilen darıdan, kocasından sonra kalkan karıdan hayır gelmez
Yalancı kim? İşittiğini söyleyen
Yara, sıcakken sarılır
Yarım hekim candan eder, yarım hoca dinden eder
Yaş kesen, baş keser
Yatan aslandan, gezen tilki yeğdir
Yatsının faziletini güveyden sormalı
Yavuz (yürük) at, yemini (yavuz it ününü) kendi artırır
Yaza çıkardık danayı, beğenmez oldu anayı
Yazın başı pişenin, kışın aşı pişer
Yel gelen deliği kapamalı
Yemeyenin malını yerler (üstünede bir bardak su içerler)
Yenecek aş, buğundan belli olur
Yenenle yanana ne dayanır
Yengece 'Niçin yan yan gidersin?' demişler; 'Serde kabadayılık var.' demiş
Yeni dosttan vefa gelmez
Yeni testi suyu soğuk tutar
Yenice eleğim, seni nerelere asayım?
Yenilen pehlivan güreşe doymaz
Yerinden oynayan yetmiş kazaya uğrar, en küçüğü ölüm
Yerine düşmeyen gelin yerine yerine, boyuna düşmeyen esvap sürüne sürüne eskir
Yerini bilmeyen, yılda bir kat elbise eskitir
Yiğit ekmeğiyle yiğit beslenir
Yılan kendi eğriliğine bakmaz da ''Devenin boynu eğri.'' der
Yılanın başı küçükken ezilmeli (ezilir)
Yiyen bilmez doğrayan bilir
Yoğurdum (ayranım) ekşidir diyen olmaz
Yol bilen kervana katılmaz
Yol yürümekle, borç ödemekle tükenir
Yola giden yorulmaz
Yoldan (yol ile) giden yorulmaz
Yürük at yemini kendi arttırır
Yuyucunun hakkı eline geçsin de ölü ister cennete gitsin ister cehenneme
Yüz yüzden utanır
Yüzü benek, içi tezek
Zaman sana uymazsa, sen zamana uy
Zararın neresinden dönülse (dönersen - dönsen) kardır
Zemheride yoğurt isteyen cebinde bir inek taşır
Zemheriden sonra ekilen darıdan, kocasından sonra kalkan karıdan hayır gelmez
Zengin adam, elindeki kendine yeten adamdır
Zengin arabasını dağdan aşırır, züğürt düz ovada yolunu şaşırır
Zengin giyerse "sağlıcakla", fakir giyerse "nereden buldun ki!" derler
Zengin kesesini döver, züğürt dizini
Zengin silkinse fakir bay olur
Zenginin ayakucunda uyuyacağına, fakirin başucunda uyu
Zenginin ayıbı, fukaranın hastalığı meydana çıkmaz
Zenginin basması ipekli görünür
Zenginin gönlü olana kadar (olasıya), fakirin canı çıkar
Zenginin horozu bile yumurtlar
Zenginin iki dünyası da mamurdur
Zenginin kağnısı dağdan aşar, fakirin eşeği düz yolda şaşar
Zenginin malı, fakirin ağzını yorar
Zenginin malı, fakirin dölü kıymetli olur
Zenginin malı, züğürdün çenesini yorar
Zenginlikle sıcaktan zarar gelmez
Züğürt olup düşünmektense, uyuz olup kaşınmak yeğdir
Zahirenin (çiftçinin) ambarı sabanın ucundadır

Deyimler Sözlüğünde En


abacı kebeci, sen neci
abdestinden şüphesi olmamak
adımını denk atmak
akıl akıl, gel çengele takıl
al beni gaydası
amfendi
başına vur elinden ekmeğini al
ben sana hayran sen cama tırman
ben sarhoş yolcu sarhoş
benden sonra tufan
benim adım Hıdır elimden gelen budur
beti benzi atmak
bin dereden su getirmek
boğazı düğümlenmek
boş gezenin boş kalfası
buyrun cenaze namazına
cariyeniz
cebinden çıkarmak
cehennem azabı
cehenneme kadar yolu var
cehennemin dibi
cendereye koymak
cennet gibi
cennet öküzü
cennetin kapısını açmak
çabalama kaptan ben gidemem
çekirdekten yetişmek
çenesi açılmak
çenesi düşmek
çenesini açtırmamak
çileden çıkmak
çingene pilici
çizmeden yukarı çıkmak
çörten gibi su akmak
dediğinden çıkmak
defi bela kabilinden
defterden silmek
değirmen taşının altından diri çıkar
değirmene gelen nöbet bekler
değirmenin suyu nereden geliyor?
deli danalar gibi dönenmek
deli olmak işten değil
denizi geçip çayda boğulmak
dereden tepeden konuşmak
dereyi görmeden paçaları sıvamak
dışı seni, içi beni yakar
dilenemez dilenci
Dimyat'a pirince giderken evdeki bulgurdan olmak
dokuz köyden kovulmuş
dört yanı deniz kesilmek
durup dinlenmeden
düğün değil bayram değil eniştem beni niye öptü
dümen çevirmek
dümen suyundan gitmek
dünya kazan ben kepçe
Ebussuut Efendi'nin gelini
Ebusuut Efendinin torunu
efendilik yapmak
efendizadem
ekmek elden su gölden
esen kalmak
eski köye yeni âdet getirmek
eşekten düşmüş karpuza dönmek
evlerden ırak
feleğin çemberinden geçmek
feleğin çemberinden geçmiş
felekten bir gün çalmak
fena gözle bakmak
geniş bir nefes almak
gidişini beğenmemek
göğe merdiven kurmak
gölgesinden korkmak
gömleğinden geçirmek
gömlekten geçirmek
gönül eğlendirmek
gönülden çıkarmak
gönülden ırak olmak
gözden düşmek
gözden gönülden çıkarmak
gözden ırak tutmak
gözden kaybetmek
gözünün önünden geçmek
gücü gücü yetene
güven beslemek
güvendiği dağlara kar yağmak
güvendiği dal elinde kalmak
haddeden geçmek
her telden çalmak
hırsıza kendir yakışır gibi yakışmak
iç güveysinden hallice
iğneden ipliğe
iki seksen uzanmak
ikindiden sonra dükkan açmak
ispenç horozu gibi
itsiz köy gibi tenha
izinden gitmek
izinden yürümek
kaleyi içinden fethetmek
kandilin yağı tükenmek
Karadeniz’de gemilerin mi battı?
karga bokunu yemeden
kendi kabuğuna çekilmek
kendi kuyusunu kazmak
kendine yontmak
kendini ateşe atmak
kimsenin burnu kanamamak
kuşa benzetmek
lala paşa eğlendirmek
leb demeden leblebiyi anlamak
mendil sallamak
merdiven dayamak
nalıncı keseri gibi kendine yontmak
nereden esti
on ikiden vurmak
öküzün trene baktığı gibi bakmak
öperken ısırmak
parayı denize atmak
patentasının altına almak
pay edene pay kalmamak
pençe atmak
peşinden koşmak
peşinden sürüklemek
post elden gitmek
rengi olmamak
renk senfonisi
renk vermemek
sakalım yok ki sözüm dinlensin
sel önünden kütük kapmak
sen giderken ben geliyordum
sen sağ ben selamet
senden gelecek çıraya puf
senet sepet
seninki can da benimki patlıcan mı?
sevincinden ağzı kulaklarına varmak
sevinçten uçmak
sözüm meclisten dışarı
sürüden ayrılmak
sütten ağzı yanmak
Tencere yuvarlanmış kapağını bulmuş
tepeden bakmak
tepesinden kaynar sular dökülmek
tiği teber şahı levent
treni kaçırmak
tut kelin perçeminden
tütünü tepesinden çıkmak
tüyleri diken diken olmak
uyku gözünden akmak
ücüğünden cücüğüne
üst perdeden başlamak
üst perdeden konuşmak
üstten almak
üstünden atmak
üzerinden atmak
vardığın yer körse sen de gözünü kapa
vurduğu yerden ses getirmek
yediden yetmişe
yemeden içmeden
yemeden içmeden kesilmek
yenilir yutulur gibi değil
yerden alıp gökte yemek
yıldıza kement atmak
yok devenin başı
yok devenin nalı
yolgeçen hanı
yüreği geniş olmak
yüzünden kan damlamak
Acele Yürüyen Yolda Kalır
Açık Deniz
Açık Kahverengi
Açık Senet
Adam Beğenmemek
Adam Sen De!
Adamakla Mal Tükenmez
Adamlık Sende Kalsın
Ağızdan Burun Yakın, Kardeşten Karın Yakın
Ağlar Gözden, Sahte Sözden Kendini Sakın
Ağlayanın Malı Gülene Hayretmez
Ağzı Kenetli
Ağzı Teneke Kaplı
Ahengi Bozulmak
Ahenk Almak
Ahenk Kaidesi
Ahenk Kurmak
Ahenk Sağlamak
Ahenk Tahtası
Ahenk Vermek
Ahenk Yapmak
Ak Benek
Ak Sülümen
Akdeniz Humması
Akdeniz Mavisi
Akım Derken Bokum Demek
Akla Fenalık Vermek
Akla Gelmeyen Başa Gelir
Aklıma Gelen Başıma Geldi
Aklına Geleni Söylemek
Aklına Geleni Yapmak
Aklına Yelken Etmek
Aklının Köşesinden Geçmemek
Al Benden De O Kadar
Albeni Vermek
Albenisi Olmak
Alçacık Dağları Ben Yarattım Demek
Allah Bana, Ben De Sana
Allah Beterinden Saklasın (Veya Esirgesin)
Allah Dirlik Düzenlik Versin
Allah Dört Gözden Ayırmasın
Allah Gecinden Versin
Allah Senden Razı Olsun
Allah'ını Seversen
Altın Leğene Kan Kusmak
Aman Diyene Kılıç Kalkmaz
Amcamla Dayım, Hepsinden Aldım Payım
Amme Menfaati
Ana Deniz
Ana Deniz Bilimi
Ana Kent
Anlam Genişlemesi
Anma Töreni
Anten Yükselteci
Antenli Balık
Antrenman Yapmak
Ara Deniz
Arası Geçmeden
Art Elden
Aslan Kükrerse Atın Ayağı Kösteklenir
Asma Merdiven
Ata Binen Nalını, Mıhını Arar
Atladı Geçti Genç Osman!
Atlar Nallanırken Kurbağalar Ayak Uzatmaz
Ayağı Yerden Kesilmek
Ayağı Yürüten Baştır
Ayağını Denk Almak
Ayağını Denk Basmak
Ayağının Tozunu Silmeden
Ayaklarını Yerden Kesmek
Ayı Görmeden Bayram Etme
Ayrı Cinsten
Azrail'in Elinden Kurtulmak
Bağ Babadan, Zeytin Dededen Kalmalı
Bakır Rengi
Bal Rengi
Balans Pensi
Balast Direnç
Banliyö Treni
Barut Rengi
Basit Renk
Başlama Meridyeni
Bataklık Keteni
Bayrak Töreni
Beden Cezası
Beden Terbiyesi
Beğenmeyen Kızını (Veya Küçük Kızını) Vermesin
Belinden Gelmek
Ben Hancı, Sen Yolcu Oldukça
Bencillik Etmek
Benden Günah Gitti
Bendeniz Cennet Kuşu
Benekli Köpek Balığı
Bengi Su
Beni Sokmayan Yılan Bin (Yıl) Yaşasın
Benim Diyen
Benim Oğlum Bina Okur, Döner Döner Yine Okur
Benliği Yoğurmak
Benlik Davası
Benlik Yitimi
Bent Etmek
Bent Olmak
Benzeşim Oranı
Benzeti Ressamı
Benzetici Ressam
Benzetmek Gibi Olmasın
Benzi Kül Gibi Olmak
Benzi Uçmak
Benzin Pompası
Benzinde Kan Kalmamak
Beslenme Bozukluğu
Beslenme Eğitimcisi
Beslenme Eğitimi
Beslenme Odası
Beslenme Saati
Beşikten Mezara Kadar
Beyninden Vurulmuşa Dönmek
Bırak Allah'ını Seversen
Bileğine Güvenmek
Bilimsel Deneycilik
Bin Bilsen De Bir Bilene Danış
Bin Nasihatten Bir Musibet Yeğdir
Bir Ben, Bir De Allah Bilir
Bir Elden
Bir Fincan Kahvenin Kırk Yıl Hatırı Vardır
Bir Günden Bir Güne
Bir Kenarda Durmak
Birlikten Kuvvet Doğar
Bit Yeniği
Bitişken Dil
Bitmek Tükenmek Bilmemek
Biz Bize Benzeriz
Bizim Gelin Bizden Kaçar, Tutar Ellere Başını Açar
Boğazında Düğümlenmek
Bok Yemenin Arapçası
Bol Keseden
Borç Yiyen Kesesinden Yer
Borçluluk Dengesi
Borda Fenerleri
Borsa Acentesi
Boy Menteşe
Bozuk Düzen
Bu Cümleden
Bu Kabilden
Bu Yüzden
Bugünden Tezi Yok
Buğday Benizli
Buğday Rengi
Bukalemun Gibi Renkten Renge Girmek
Bulaşık Deniz
Burnundan Düşen Bin Parça Olmak
Buyurun Cenaze Namazına!
Büyükten Büyüğe
Büyütken Doku
Caminin Mumunu Yiyen Kedinin Gözü Kör Olur
Can Cümleden Aziz
Candan Yürekten
Canını Cehenneme Göndermek (Veya Yollamak)
Canlı Cenaze
Cariyeniz (Veya Cariyeleri)
Cehennem Gibi
Cehennem Hayatı
Cehennem Kütüğü
Cehennem Taşı
Cehennemin Dibine Gitmek
Cenaze Alayı
Cenaze Duası
Cenaze Gibi
Cenaze Levazımatı
Cenaze Merasimi
Cenazeyi Kaldırmak
Cendereye Sokmak
Cenk Etmek
Cennet Balığı
Cennet Balığıgiller
Cennet Biberi
Cennet Kuşu
Cennet Kuşugiller
Cennet Taamı
Cennete Dönmek
Cep Feneri
Cepheden Cepheye Koşmak
Cepheden Hücuma Geçmek
Cepten Aramak
Cepten Vermek
Cermen Menteşe
Cezayir Menekşesi
Cumartesi Kibarı Gibi Süslenmek
Dağınık Gözenek
Dâhilî Deniz
Dalga Genliği
Defibelâ Kabilinden
Değirmen Taşı
Değirmendere Fındığı
Değişen Yıldız
Dejenere Etmek
Dejenere Olmak
Delişmenlik Etmek
Demir Dikeni
Demirci Mengenesi
Denek Taşı
Deneme Hayvanı
Deneme Tahtası
Deneme Yayını
Denetim Kurulu
Denetleme Kurulu
Denetleme Yapmak
Deney Kabı
Deneyim Kazanmak
Denge Kalası
Denge Taşı
Dengeli Kılmak
Dengesi Bozulmak
Dengi Dengine
Dengiyle Karşılamak
Deniz Akıntısı
Deniz Ataşesi
Deniz Aynası
Deniz Basması
Deniz Bilimci
Deniz Bilimi
Deniz Bindirmek
Deniz Buzu
Deniz Depremi
Deniz Durmak (Veya Düşmek)
Deniz Geçişi
Deniz Hamamı
Deniz Haritası
Deniz Hırsızı
Deniz Kazı
Deniz Kırlangıcı
Deniz Kurdu
Deniz Marulu
Deniz Mavisi
Deniz Menekşesi
Deniz Mili
Deniz Otobüsü
Deniz Rezenesi
Deniz Sarmaşığı
Deniz Tavşancılı
Deniz Tutmak
Deniz Tutması
Deniz Yeli
Deniz Yılanı
Deniz Yolu
Deniz Yolu Ulaşımı
Denizde Kum, Onda Para
Denizdeki Balığın Karada Komisyonculuğunu Yapmak
Denize Açılmak
Denize Düşen Yılana Sarılır
Denk Düşmek
Denk Gelmek
Denk Getirmek
Denk Küme
Denk Yapmak
Denklemler Sistemi
Densizlik Etmek
Derdi Veren Devasını Da Verir
Derinden Derine
Derkenar Etmek
Desenli Kaplama
Deveden Büyük Fil Var
Devlet Oğul, Mal Tahıl, Mülk Değirmen
Dezenfekte Etmek
Dış Beslenme
Dış Gezegen
Dışarıdan Evlenme
Dikdörtgensel Bölge
Diken Dutu
Dikenli Balık
Dikenli Balıkgiller
Dikenli Meyan
Dikenli Salyangoz
Dikenli Yüzgeçliler
Dikensiz Gül Olmaz
Dil Pelesengi
Dilden Dile Dolaşmak
Dile Gelen Ele Gelir
Dilenci Vapuru
Dilencilik Etmek
Dilenciye Hıyar Vermişler De Eğri Diye Beğenmemiş
Dilinden Anlamak
Dilinden Kurtulamamak
Diline Pelesenk Etmek
Dinlenme Salonu
Dirlik Düzenlik
Dişinden Tırnağından Artırmak
Doğru Söyleyeni Dokuz Köyden Kovarlar
Domuz Dikeni
Dönencel Ay
Dönme Ekseni
Dudak Benzeşmesi
Duman Rengi
Dümen Bedeni
Dümen Boğazı
Dümen Kırmak
Dümen Kullanmak
Dümen Neferi
Dümen Suyu
Dümen Tutmak
Dümen Yapmak
Dümeni Eğri
Dümeni Kırmak
Dümenine Bakmak
Dünya Penceresi
Düşenin Dostu Olmaz
Düven Dişi
Düven Sürmek (Veya Dövmek)
Düzen Açıklaması
Düzen Bağı
Düzen Kurmak
Düzen Teker
Düzenli Ordu
Edilgenlik Eki
Efendi Efendi
Efendi Gibi Yaşamak
Efendiden Bir Adam
Efendim Nerede, Ben Nerede?
Efendime Söyleyeyim
Eften Püften
Eğitim Enstitüsü
Ehven Kurtulmak
Ek Bent Olmak
Ekmeden Biçilmez
Ekmediği Yerden Biter
Ekmeğinden Etmek
Ekmeğinden Olmak
Eksen Oyuncu
El Beğenmezse Yer Beğensin
El Bende!
El Freni
El Pençe Divan Durmak
Elden Almak
Elden Ayaktan Düşmek (Veya Kesilmek)
Elden Düşme
Elden Ele Geçmek
Elden Geçirmek
Elden Gel!
Elden Geldiği Kadar
Elden Gelmemek
Elden Gitmek
Elden Kaçırmak
Elden Kaçmak
Elden Ne Gelir?
Elekten Geçirmek
Elektrik Feneri
Elektrikli Tren
Eli Geniş
Eli Genişlemek
Elinden Geleni Yapmak
Elinden Gelmek
Elinden Kurtulmak
Elini Veren Kolunu Alamaz
Ellenmiş Dillenmiş
En Azından
Enayi Dümbeleği
Enayilik Etmek
Endam Aynası
Endazeyi Kaçırmak
Endirekt Atış
Endişe Etmek
Endişeye Düşmek
Engel Balığı
Engel Olmak
Engel Sınavı
Engerek Otu
Enlem Dairesi
Ense Kökü
Ense Yapmak
Ensesi Kalın
Ensesinde Boza Pişirmek
Ensesine Binmek
Ensesine Yapışmak
Enstantane Fotoğraf
Entrikaya Kurban Gitmek
Ereksel Neden
Ergen Olmak
Ergene Karı Boşamak Kolay
Ergimiş Maden
Erkeklik Sende Kalsın!
Ermeni Gelini Gibi Kırıtmak
Eşek Cenneti
Eşek Dikeni
Et Beni
Eteği Kirlenmek
Eti Senin, Kemiği Benim
Etinden Et Koparmak (Veya Kesmek)
Etken Fiil
Evet Efendimci
Evi Ev Eden Avrat
Evlenmek Barklanmak
Evlerden Irak (Veya Uzak)
Evren Bilimi
Evren Bilimsel
Evren Doğumu
Evren Pulu
Eyyam Efendisi
Ezberden Yapmak
Faaliyetten Alıkoymak
Fasulye Gibi Kendini Nimetten Saymak
Felekten Kâm Almak
Fen Bilimi
Fena Bulmak
Fena Etmek
Fena Kalpli
Fena Olmak
Fena Yapmak
Fenalık Etmek
Fenasına Gitmek
Fenaya Sarmak
Fener Balığı
Fener Balığıgiller
Feneri Nerede Söndürdün
Fenerli Burgu
Fenersiz Yakalanmak
Fennini Almak (Veya Kapmak)
Fes Rengi
Fildişi Rengi
Fren Mesafesi
Fren Yapmak
Frenk Asması
Frenk Gömleği
Frenk Lahanası
Frenk Menekşesi
Fücceten Gitmek
Gabya Yelkeni
Gaipten Haber Vermek
Gazabını Yenmek
Geçinme Endeksi
Geçme Namert Köprüsünden, Ko Aparsın Su Seni
Geçmişe Mazi, Yenmişe Kuzu Derler
Gelen Ağam Giden Paşam
Gelen Geçen
Gelen Giden
Gemi Enkazı
Gene De
Genel Af
Genel Ağ
Genel Başkanlık
Genel Bütçe
Genel Coğrafya
Genel Dil Bilimi
Genel Gider
Genel Görünüm
Genel Görünümlü
Genel Görüşme
Genel Grev
Genel Kadın
Genel Kütüphane
Genel Müdür
Genel Müdürlük
Genel Sekreter
Genel Sekreterlik
Genel Uygunluk Bildirimi
Genel Yazman
Genel Zekâ
Geniş Gönüllü
Geniş Görüşlü
Geniş Görüşlülük
Geniş Karşılamak
Geniş Mezhepli
Geniş Ufuklu
Geniş Yürekli
Geniş Zaman
Geniş Zaman Görünümü
Geniş Zaman Sıfat-Fiili
Geriden Geriye
Gerileyici Benzeşme
Geviş Getirenler
Geviş Getirmeyenler
Gezegenler Arası
Gideren Alan
Giydiği Yakışırken Eller Bakışırken
Gizliden Gizliye
Glüten Ekmeği
Glüten Tutkalı
Göden Bağırsağı
Göğe Merdiven Dayamış
Gök Ekseni
Gökte Ararken Yerde Bulmak
Gömleğinden (Veya Gömlekten) Geçirmek
Gönlü Zengin
Gönlünden Geçirmek (Veya Geçmek)
Gönlünün Dümeni Bozuk
Gönül Dilencisi
Gören Gözün Hakkı Vardır
Göreyim Seni
Görme Engellilik
Görmezlikten Gelmek
Götten Bacaklı
Göz Pencere
Gözden Irak Olan Gönülden De Irak Olur
Gözden Kaybolmak
Gözden Nihan Olmak
Gözden Uzak Tutmak
Gözden Uzaklaşmak
Göze Diken Olmak
Gözlerinden Okumak
Gözünden Kıskanmak
Gül Rengi
Gülü Seven Dikenine Katlanır
Gümrükten Mal Kaçırır Gibi
Gün Doğmadan Kimliği Söylenmez
Gün Günden
Günah Benden Gitti (Veya Gitsin)
Gündüz Feneri
Güneş Girmeyen Eve Doktor Girer
Günlerden Bir Gün
Güven Işığı
Güven Mektubu
Güven Vermek
Güven Yazısı
Güvence Akçesi
Güvence Vermek
Güvenceye Bağlamak
Güvendiği Dağlara Kar Yağmak (Veya Güvendiği Dal Elinde Kalmak)
Güveni Olmak
Güveni Sarsılmak
Güvenlik Borusu
Güvenlik Vanası
Güvenme Dostuna, Saman Doldurur Postuna
Güvenme Varlığa, Düşersin Darlığa
Güvenoyu Almak
Güvenoyu Vermek
Güvensizlik Duymak
Güzellik Enstitüsü
Haber Bülteni
Hacet Penceresi
Haddeden Geçirmek
Hafiften Almak
Hâlden Anlamak (Veya Bilmek)
Hariçten Gazel Okumak (Veya Atmak)
Harp Zengini
Hatır Senedi
Hatırından (Veya Hatır Ve Hayalinden) Geçmemek
Hatiften Gelmek
Hava Düzenleyicisi
Havalı Fren
Havsalası Geniş
Hayalinden Geçirmek
Haydan Gelen Huya Gider
Haydi Canım Sen De
Hep Birden
Her Koyun Kendi Bacağından Asılır
Her Kuşun Eti Yenmez
Her Nedense
Herkesin Geçtiği Köprüden Sen De Geç
Herkesin Tenceresi Kapalı Kaynar
Hırsını Yenmek
Hırsız Feneri
Hiddetten Kudurmak
Hint Kertenkelesi
Horoz Evlenir, Tavuk Tellenir
Işınım Dengesi
Kaba Düzen
Kabarık Deniz
Kabul Töreni
Kadının Fendi, Erkeği Yendi
Kafasına Vur, Ekmeğini Elinden Al
Kahır Yüzünden Lütfa Uğramak
Kahpenin Dölü
Kale Bedeni
Kalem Efendisi
Kalıbı Değiştirmek (Veya Dinlendirmek)
Kamu Güvenliği
Kandilli Temenna
Kangren Olmak
Kanı Temizlenmek
Kapsamını Genişletmek
Kar Dikeni
Kara Düzen
Kararlı Denge
Kararsız Denge
Karga Bok Yemeden
Karışanı Görüşeni Olmamak
Karnı Geniş
Karpuz Fener
Kaz Gelen Yerden Tavuk Esirgenmez
Kedi Yavrusunu Yerken Sıçana Benzetir
Kefeni Boynunda Olmak
Kefeni Yırtmak
Kefenin Cebi Yok
Kele Köseden Yardım Olmaz
Kelimenin Tam Anlamıyla
Kelin Merhemi Olsa Başına Sürer (Veya Kelin Medarı Olsa Kendi Başında Olur)
Kellesinden Olmak
Kemik Rengi
Kenar Bobini
Kenar Gezmek
Kenar Mahalle
Kenar Semt
Kenar Suyu
Kenara Atmak
Kenarda Kalmak
Kenarda Köşede
Kenarın Dilberi
Kendi Adına
Kendi Ağzıyla Tutulmak
Kendi Başına
Kendi Derdine Düşmek
Kendi Düşen Ağlamaz
Kendi Göbeğini Kendi Kesmek
Kendi Hâlinde
Kendi Hâlinde Bırakmak
Kendi Hâline Bırakmak
Kendi Kanatlarıyla Uçmak
Kendi Kendini Yemek
Kendi Köşesinde Yaşamak
Kendi Kuyusunu Kendi Kazmak
Kendi Söyler Kendi Dinler
Kendi Yağıyla Kavrulmak
Kendinde Olmamak
Kendinde Toplamak
Kendine Gel!
Kendine Has
Kendine Kıymak
Kendine Mahsus
Kendine Mal Etmek
Kendini (Kapıp) Koyuvermek
Kendini Alamamak
Kendini Atmak
Kendini Beğendirmek
Kendini Bırakmak
Kendini Bir Yerde Bulmak
Kendini Dev Aynasında Görmek
Kendini Dinlemek
Kendini Dirhem Dirhem Satmak
Kendini Düşünmek
Kendini Ele Vermek
Kendini Fasulye Gibi Nimetten Saymak
Kendini Göstermek
Kendini Harap Etmek
Kendini Hissettirmek
Kendini Kaptırmak
Kendini Kaybetmek
Kendini Matah Sanmak
Kendini Satmak
Kendini Sıkmak
Kendini Tartmak
Kendini Toparlamak (Veya Toplamak)
Kendini Tutamamak
Kendini Tutmak
Kendini Yiyip Bitirmek
Kendini Yoklamak
Kene Ağacı
Kene Gibi Yapışmak
Kene Göz
Kene Otu
Kenet Etmek
Kenet Gibi Yapışmak
Kenet Mili
Kenevir Helvası
Kenevir Yağı
Kengel Sakızı
Kent Soylu
Kentler Arası
Kepenek Altında Er Yatar
Kerameti Kendinden Menkul
Keseneğe Almak
Keseneğe Vermek
Kesenin Ağzını Açmak
Kesenin Dibi Görünmek
Kesenize Bereket
Kesesine Güvenmek
Kestane Rengi
Keten Helva
Keten Helvacı
Keten Kuşu
Kır Eğlencesi
Kırmız Madeni
Kış Dönencesi
Kızını (Veya Evlâdını) Dövmeyen Dizini Döver
Kimse Kendi Memleketinde Peygamber Olmaz
Kimseden Kimseye Hayır Yok (Veya Gelmez)
Kiremit Rengi
Kişi Refikinden Azar
Kişiyi Vezir Eden De Karısı, Rezil Eden De
Kol Değirmeni
Konnektör Pensi
Kontak Lens
Kontenjan Sistemi
Korkulu Rüya (Veya Düş) Görmektense Uyanık Yatmak Evlâdır (Veya Yeğdir)
Köken Belgesi
Köken Bilimci
Köken Bilimsel
Kökten Dinci
Kökten Dincilik
Kökten Sürme
Kökünden Halletmek
Kölelik Düzeni
Köleniz (Veya Köleleri)
Köprüden (Veya Köprüyü) Geçinceye Kadar Ayıya Dayı Derler
Kösemenlik Etmek
Köseyle Alay Edenin Top Sakalı Kara Gerek
Köşe Penceresi
Köylü Kentli
Kum Engereği
Kumaş Mengenesi
Kurşun Rengi
Kurt Yeniği
Kurulu Düzen
Kuşa Benzemek (Veya Dönmek)
Kutup Engel
Kuvvetten Düşmek
Kuyruğuna Teneke Bağlamak
Küçük Dağları Ben Yarattım Demek
Küçük Gezegen
Kül Rengi
Kül Rengi Et Sineği
Kündeden Atmak
Lâboratuvar Muayenesi
Lâtin Yelkeni
Leblebiden Nem Kapmak
Leğen Başından Almak
Ligden Düşmek
Liken Bilimi
Madalya Töreni
Maden Bilimi
Maden Damarı
Maden Devri
Maden Filizi
Maden Gazı
Maden Kirası
Maden Kömürü
Maden Kuyusu
Maden Mavisi
Maden Sodası
Maden Yatağı
Maden Yünü
Madenî Yün
Mal Da Yalan Mülk De Yalan, Var Biraz Da Sen Oyalan
Malî Senet
Manken Gibi
Mantar Kent
Marangoz Mengenesi
Maşa Varken Elini Yakmak
Medenî Nikâh
Medine Dilencisi
Memeden Kesmek
Mendil Atmak
Mendil Kadar
Menekşe Gözlü
Menekşe Gülü
Menekşe Rengi
Menfaat Düşkünü
Menopoza Girmek
Mensup Olmak
Menzil Dikmek
Merdiven Boşluğu
Merdiven Sahanlığı
Meridyen Düzlemi
Meryem Pelesengi
Meryemana Dikeni
Mesken Tutmak
Meşruten Tahliye
Meyve Veren Ağaç Taşlanır
Mezhebi Geniş
Mihenge Vurmak
Minareyi Yaptırmayan Yerden Bitmiş Sanır
Misli Menendi Yok
Muavenet Etmek
Muayene Etmek
Muayene Olmak
Mucize Kabilinden
Mutfak Merdiveni
Mühür Pensi
Naklen Yayın
Nakzen Görmek
Namusu Temizlenmek
Ne Denli
Ne Dese Beğenirsin?
Ne Ekersen Onu Biçersin
Ne Mene
Neden Bilimi
Neden Olmak
Neden Sonra
Nedenli Nedensiz
Nereden Nereye
Nesli Tükenmek
Neyzen Bakışlı
Nirengi Haritası
Nirengi Noktası
O Denli
O Duvar Senin, Bu Duvar Benim
Oğlak Dönencesi
Ok Gibi (Yerinden) Fırlamak
Orası Senin, Burası Benim Dolaşmak (Veya Gezmek)
Ortak Tam Bölen
Ortaklık Senedi
Paravan Menteşesi
Pas Rengi
Patent Damgası
Patent Hakkı
Patentinin Altına Almak
Pelesenk Ağacı
Penaltı Alanı
Penaltı Noktası
Pencere Açmak
Pencere Eteği
Pencere Kanadı
Pençe Pençe
Pençe Pençeye Gelmek
Pençe Vurmak
Pençesine Düşmek
Pergament Kâğıdı
Peşinde (Veya Peşinden) Koşmak
Peşinden Yürümek
Peygamber Dikeni
Pilâv Yiyen Kaşığını Yanında (Veya Belinde) Taşır
Pilâvdan Dönenin Kaşığı Kırılsın
Pireyi Gözünden Vurmak
Piyano Menteşe
Pomel Menteşe
Posta Treni
Puan Hesabıyla Yenmek
Püf Desen Uçacak
Püskürme Benli
Reis Efendi
Rencide Olmak
Renk Almak
Renk Bilimi
Renk Cümbüşü
Renk Gelmek
Renk Körü
Renk Yuvarı
Renkli Basın
Renkli Film
Renkli Televizyon
Renkten Renge Girmek
Sabreden Derviş Muradına Ermiş
Sabrı Taşmak (Veya Tükenmek)
Sağ Esen
Sağ Gözünü Sol Gözünden Sakınmak
Sağır Pencere
Sağır Renk
Sağlık Muayenesi
Sakız Dikeni
Sanat Enstitüsü
Sap Derken Saman Demek
Saray Menekşesi
Sarı Benek
Sarı Sendika
Sarı Sendikacılık
Satılık Ziftin Olsun, Selânik'ten Kel Gelir
Say Beni, Sayayım Seni
Saymakla Bitmemek (Veya Tükenmemek)
Saz Benizli
Saz Rengi
Seçmen Kütüğü
Sefa Pezevengi
Semen Peyda Etmek
Sen Ben Davası (Veya Kavgası)
Sen Sağ, Ben Selâmet
Senet Vermek
Senetli Sepetli
Senetsiz Sepetsiz
Seni Gidi Seni (Veya Seni Seni)
Senli Benli Olmak
Serçeden Korkan Darı Ekmez
Servis Merdiveni
Serzenişte Bulunmak
Ses Yönetmeni
Sıcak Renkler
Sıkı Denetim
Sıkı Düzen
Sırası Gelmişken
Sırat Köprüsünden Geçmek
Sinema Endüstrisi
Soğuk Renkler
Sonradan Gelen Devlet Devlet Değildir
Sorma Kişinin Aslını, Sohbetinden Bellidir
Sosyal Düzen
Su Cenderesi
Su Değirmeni
Su Keteni
Su Rezenesi
Sulbünden Gelmek
Sultan Efendi
Suratından Düşen Bin Parça Olmak
Suyu Getiren De Bir, Testiyi Kıran Da
Suyu Kesilmiş Değirmene Dönmek
Suyu Nereden Geliyor?
Süper Benzin
Sürgen Doku
Sürüden Ayrılanı Kurt Kapar
Sürüyü Güden Kurdu Görür
Sütten Kesmek
Tadından Yenmemek
Tahin Rengi
Tam Bölen
Tartarak Yenme
Taş Yağar Kıyamet Koparken
Tatlı Sülümen
Tavan Penceresi
Tecahülüarifaneden Gelmek
Tecennün Etmek
Tedavülden Kalkmak
Tedenni Etmek
Tek Elden
Tek Renkli
Teke Dikeni
Temelli Senatör
Temenna Etmek
Temenni Etmek
Ten Fanilâsı
Tenakuza Düşmek
Tencere Dibin Kara, Seninki Benden Kara
Tencere Tava, Herkeste Bir Hava
Tencere Yuvarlanmış, Kapağını Bulmuş
Tencerede Pişirip Kapağında Yemek
Tenceresi (Veya Tencereleri) Kaynamak
Tenceresi Kaynarken, Maymunu Oynarken
Teneffüs Etmek
Teneke Mahallesi
Teneşir Horozu
Teneşir Kargası
Teneşir Tahtası
Teneşire Gelesi
Tenha Kalmak
Tenkis Etmek
Tensil Sahası
Tensip Etmek
Tenvir Etmek
Tenzil Etmek
Tepeden Tırnağa Süzmek
Terennüm Etmek
Tersinden Okumak
Terzi Kendi Söküğünü Dikemez
Testiyi Kıran Da Bir, Suyu Getiren De
Tilki Tilkiliğini Anlatıncaya Kadar Post Elden Gider
Toplumsal Denge
Toprak Rengi
Tören Düzeni
Turnayı Gözünden Vurmak
Tümen Tümen
Tütün Rengi
Ufku Geniş
Ufkunu Genişletmek
Uhdesinden Gelmek
Uzak Benzeşme
Uzak Benzeşmezlik
Vakıf Senedi
Vakit Kaybetmeden
Varlık Nedeni
Vay Sen Misin?
Vazifesinden Olmak
Vurduğu Yerden Ses Gelmek
Yaban Enginarı
Yaban Fesleğeni
Yaban Keteni
Yabanî Akdiken
Yabanî Menekşe
Yağış Düzeni
Yağmur Olsa Kimsenin Tarlasına Düşmez (Veya Yağmaz)
Yağmur Yağarken Küpünü Doldurmak
Yağmurdan Kaçarken Doluya Tutulmak
Yakın Benzeşme
Yakın Benzeşmezlik
Yanaşık Düzen
Yandı Gülüm Keten Helva
Yapay Döllenme
Yarenlik Etmek
Yarı Geçirgenlik
Yarım Seren
Yaşam Güvencesi
Yaşı Benzemesin
Yatay Seren
Yaz Dönencesi
Yelken Açmak
Yelken Basmak
Yelken Bezi
Yelken Dikmek
Yelken Gemisi
Yelken Gönderi
Yelken Yarışı
Yengeç Dönencesi
Yengeç Gibi
Yeni Ay
Yeni Dünya
Yeni Dünya Aslanı
Yeni Eflâtuncu
Yeni Eflâtunculuk
Yeni Eleştirici
Yeni Eleştiricilik
Yeni Gerçekçi
Yeni Gerçekçilik
Yeni Gümüş
Yeni Sene
Yeni Yazı
Yeni Yeni
Yeni Yetmelik
Yeni Yıl
Yeniden Kurma
Yeniden Tasarımlama
Yeniden Yeniye
Yenik Düşmek
Yenik Saymak
Yenilgiye Uğramak
Yenilik Korkusu
Yenilik Yapmak
Yer Altı Merdiveni
Yer Altı Treni
Yer Fesleğeni
Yer Yerinden Oynamak
Yerden Göğe Kadar
Yerden Selâm
Yerden Temenna
Yerden Yapma
Yerden Yere Vurmak
Yeri Göğü Ben Yarattım Demek
Yerinden Fırlamak
Yerinden Oynamak
Yerinden Oynatmak
Yerini Beğenmek
Yiğitlik Sende Kalsın
Yol Yakınken
Yönetmen Yardımcısı
Yumruğuna Güvenmek
Yüksek Perdeden Konuşmak
Yüksekten Almak
Yüksekten Atmak
Yüksekten Bakmak
Yüksekten Konuşmak
Yüksekten Uçmak
Yüreği Geniş
Yüreği Yerinden Oynamak
Yüreğinden Geçmek
Yüreğinden Gelmek
Yürürlükten Kaldırmak
Yürürlükten Kalkmak
Yürüyüş Düzenlemek
Yüz Yüzden Utanır
Yüzünden Akmak
Yüzünden Düşen Bin Parça Olmak
Yüzünden Okumak
Yüzünü Gören Cennetlik
Zekâ Yeteneği
Zengin Erki
Zengin Etmek
Zengin Kafiye
Zeytin Rengi
abacı kebeci (ara yerde) sen neci?
acemi nalbant gâvur eşeğinde öğrenir
ağaç yaşken eğilir
alacak verecekle ödenmez
analık fenalık
arpacıya borç eden ahırını tez satar
aşure yemeye giden kaşığını taşır
ayıpsız dost isteyen dostsuz kalır
ben yokum (veya ben bu işte yokum)
berber berbere benzer ama başın Allah'a emanet
beslemeyi eslemeden alma
beş parmağın hangisini kessen acımaz?
borçsuz çoban yoksul beyden yeğdir
bostan gök iken pazarlık yapılmaz
böbür böbür böbürlenmek
cefayı çekmeyen sefanın kadrini bilmez
cehennem olup gitmek
cemaat ne kadar çok olsa imam gene bildiğini okur
davetsiz gelen döşeksiz oturur
dengeyi sağlamak
destursuz bağa gireni sopa ile kovarlar
deveci ile görüşen kapısını yüksek açmalı
diken üstünde oturmak (veya olmak)
dilsizin dilinden anası anlar
dişten tırnaktan artırmak
donsuzun gönlünden dokuz top bez geçer
dökme su ile değirmen dönmez
dur durak (veya dur dinlen veya dur otur) yok
dün öleni dün gömerler
dünden hazır (veya razı) olmak
düzen vermek (veya düzene koymak veya düzene sokmak)
elense çekmek (veya etmek)
emretti patrik efendi
en kötü günümüz böyle olsun
endazeyi şaşırmak
engel tanımamak
engin dallardan murt yememek
enjekte etmek
entegre olmak
entel takılmak
erenlerin sağı solu (belli) olmaz
esrik devenin çulu eğri gerek
eşekten düşmüşe (veya düşmüş karpuza) dönmek
ezilmeden yenilmek
fenalık geçirmek (veya gelmek veya çökmek)
fent çevirmek
gâvurun ekmeğini yiyen gâvurun kılıcını çalar
gelen gideni aratır (veya gelen gidene rahmet okutur)
genizden konuşmak (veya çıkarmak)
gidilmeyen yer senin değildir
gökten zembille mi indi
gökyüzünde düğün var deseler kadınlar merdiven kurmaya kalkar
gön yufka yerinden delinir
görevden (veya görevinden) uzaklaştırmak
görünen köyün (veya dağın) uzağı olmaz
güvenmelik vermek
hâllenip küllenmek
herkes kendi ölüsü için ağlar
ırmak kenarına çeşme yapılmaz
kalaylı bakır küflenmez
karısının üstüne evlenmek
kavun kökeninde büyür
kenarın dilberi nazik de olsa nazenin olmaz
kepenkleri indirmek
kesilen baş yerine konmaz
kırlangıcın zararını biberciden sor
kuvveden fiile çıkarmak
mektepten çıkan eşek Marsıvan'dan çıkmaz
menfaat gütmek
misyon üstlenmek
parayı veren düdüğü çalar
pupa yelken ilerlemek (veya gitmek)
röntgen çekmek
seksen kapının ipini çekmek
sigarayı tellendirmek (veya tüttürmek)
sinekten yağ çıkarmak (veya çıkartmak)
sümen altı etmek
süzgeçten geçirmek
tabak sevdiği deriyi taştan taşa (veya yerden yere) çalar
taşıma su ile değirmen dönmez
tekeden süt çıkarmak
tekerlek kırıldıktan sonra yol gösteren çok olur
tekkeyi bekleyen çorbayı içer
teneşir paklamak
uçurumun kenarından dönmek
vitesten atmak
yengen olur!
yenene içilene bakılmamak
yetmişine merdiven dayamak
yürü ense tıraşını göreyim (veya görelim)
zayıf yerinden (veya noktasından veya damarından) yakalamak
zenneye çıkmak
zevkten dörtköşe olmak
züğürt olup düşünmektense uyuz olup kaşınmak yeğdir
özrü kabahatinden büyük
arife günü yalan söyleyenin bayram günü yüzü kara çıkar
çizgisinden sapmamak
çengel takmak
çekingen davranmak
alt çenesi oynamak
işkenceye sokmak
zenginin malı züğürdün çenesini yorar
şakayken kaka olmak
şirazeden çıkmak
imbikten çekmek
kendi kendine gelin güveyi olmak
diken diken olmak
dayak cennetten çıkmıştır
şenlik görmemiş
dilden dile geçmek
şölen çekmek
şeyhin kerameti kendinden menkul
üzerinden dökülmek
çentik atmak
cevizi çift görmeden taş atmamak
tatlı dil yılanı deliğinden çıkarır
ipten kuşak kuşanmak
hadi canım sen de
perende atamamak (veya atılmamak)
çelenk koymak
ekmekten kaşık olur ama her yoğurdun hakkına değil
sürmeyi gözden çekmek
ibre birinden yana dönmek
çene yetiştirmek
gezen kurt aç kalmaz
şaşı çakır demektense kör de de kurtul
canevinden vurmak
erinenin oğlu kızı olmamış
ketenpereye getirmek
nakzen iade etmek
Rabbena hakkı için
şen olmak
işleyen demir pas tutmaz (veya ışıldar)
çekidüzen vermek
izlenim (veya izlemini) bırakmak (veya vermek)
gönülden çıkarmamak
futbol tenisi
çatı penceresi
trade center
ıslak mendil
çengel atış
men's thermal
östrojen tedavisi
istenmeyen adam
men's shoes
istenmeyen durum
bilimsel deneyci
yeni dalga
aleni tadat
çöp tenekesi
erken uyarı
önden çekişli
çenesi düşük
önüne gelen
sen bilirsin
işin içinden çıkamamak
tek çenekli
ağır taş yerinden oynamaz
benden paso
benzi atmak
üçten dokuza